30 Haziran 2009 Salı


Üçer beşer katlı kitabevlerini sevemedim bir türlü. Dün Bahariye Cd. üzerinde bir kitabevine girdik. Bütün kitaplarda %50 indirim vardı. Kitaplar da epey bir azalmıştı. İçerdeki genç adam sahibiymiş. Kapatıyor musunuz diye sordum. Yer değişikliği dedi. Belli ki durumlar pek iyi değildi. Üzüldüm.

Ben Kadıköy'de en çok İmge Kitabevini severim. Çok göz önünde değildir. Ankara'da öğrencilik günlerinde de orayı severdim. Ankara'da iki tane İmge vardı. Büyük olanının bahçeye açılan bir arka kapısı vardı. Bu bol ağaçlı, kedili bahçede oturmak pek keyifliydi. Yani ben bu D&R ları, Starbuksları ( aynu mantık)pek sevemiyorum. Her yere bir sürü aynılarından yayılıp bütün milleti başlarına topluyorlar. Bu küçük yerlerde yok olmak zorunda kalıyor.

29 Haziran 2009 Pazartesi


Eee Sezyum Kaan gez bakalım bisikletinle Moda sokaklarında. Biz de seni böyle yakalarız.

24 Haziran 2009 Çarşamba

Tırtıl ve Enginar


Tırtıla bir haller oldu. Artık büyümüş de bizim yemeklerden yemek istiyor. Ben de bir süredir onu kırmıyorum. Bu durum bizim daha sağlıklı beslenmemize yaradı. Çocuklar yaşam kalitemizi artırıyor sanırım. Tuzu epey bir azalttım yemeklerde. Bütün yemeklerde de sızma zeytinyağı kullanmaya başladım.
Enginar alınır da Tırtıl'a alınmaz mı. Üç tane enginar aldım. Bundan sonra da üç alınacak sanırım. Şöyle de güzel bir zeytinyağlı enginar tarifi buldum. Oh. Babamız enginarı sevmiyor diyor şimdiye kadar yaptığım bütün enginarları etle, kaşarla kamufle ederek yapıyordum. Ama bu tarif bir harika oldu. O da artık örnek baba olarak yemeli.

Hayallerimizdeki Şirin Dükkan

Küçük şirin dükkanımızı tuttuk sonunda.
Selami Şahin diyesim geliyor hep, Selami Öztürk'ün Sanatçılar Sokağını kapatıp bizi işsiz bırakmasının üzerinden koca bir yıl geçti. Bugün açılacak, yarın açılacak derken yalan mı oldu bilmiyorum artık ama ben umudumu çoktan kesmiştim zaten.
Sonra babamın bir telefonuyla Kadıköy'e gidip, kiralık dükkana baktık. Hayallerimizdeki şirin dükkandı. Hadi bir cesaret dedik.
Yola çıktık.

21 Haziran 2009 Pazar

şehrin şifreleri


Ntv'nin yaz programlarını seviyorum. Ama bu yaz en çok da "Şehrini şifreleri"ni sevdim. Levent Erden müthiş bir adam. Sade Vatandaş'da izliyordum. Bence çok çok program yapsın.

oy oy


şöyle de bir kolye yaptım.

pınar reklamlarındaki anneli çocuklu fotoğraflar çok güzel. ben de göndereyim dedim. sonra düşündüm düşündüm, annemle doğru düzgün bir çocukluk fotoğrafımız yok. bir tane siyah beyaz annem, abim ve ben vardı. onu bulmalıyım. en azından elimde olsun.

of, of evin dağınıklığı bitmiyor. Bu hal kronikleşti.
bu tırtılla ev hep bu halde kalacak herhalde.
Tırtılımın alttan iki dişi daha patlamış. Bunlarla beraber 8 ediyor.
Bu aralar bir- iki adım atıp düşüyor. Yakında yürüyeceğiz galiba.

Bu Vedat Milor da yiyor güzel güzel yemekleri, canımız çekiyor burda.

9 Haziran 2009 Salı

Favori eğlencemiz

bu aralar


Sonbahar'ı seyredemedim. Mommo ve Pandora'nın kutusunu da. Bir an önce izlemek istiyorum. Leon'u seyrettik yıllar sonra tekrar. Ne güzel filmmiş.
Leonard Cohen geliyormuş. Muhtemelen ona da gidemiyeceğiz. Bu yaz tatili de unuttuk. Yarım saatlik yola zor gidiyoruz Tırtıl'la.
Bizi Adalar ve Moda'lar paklar sadece.
En iyisi iyi bir limonata tarifi bulmak. Serin serin.
Yanıyoruz bu aralar. Bu balkona pimapen yapmayı kim icat ettiyse tebrik ediyorum:(

4 Haziran 2009 Perşembe

"bu şeyler başka"


Dün Kadıköydeydik. Tırtıl arabasında uyurken Liman'a park ettik. Ben bu dükkanı çok seviyorum. Yıllardır var. Küçük küçük şeyler. Ama çok güzeller. Reksin önünden aşağı inerken sağda küçücük bir dükkan. Bundan bir tane de Halep pasajının içinde var.
Bir tane poster aldım. Picasso. Mutfakda çirkin bir delik vardı. Tam denk geldi.Hem de 3 tl.

TEYZESİNİN İSTEĞİ ÜZERİNE


KARİKATÜR:PİYALE MADRA

BABAM

Benim babam bir cam ustasıdır. Kırk yıldan fazladır cam üfler. Onu şekillendirir. Ellisinden sonra kursa gidip camdan biblolar yapmayı da öğrendi. Bazen ben kendimde yeni birşeyler yapma cesareti bulamam. Bu yaştan sonra üniversitede farklı bir bölüm okumak gibi ya da buna benzer. Babam benim yerimde olsa kesin yapardı.

Babam ilkokul mezunu ama biz küçükken evimiz hep babamın kitaplarıyla doluydu. Dostoyevskiler, Varlık yayınlarının küçük kitapları, ciltlenmiş Bilim Teknik dergileri.
Ama en çok da camlara üflüyor ya bu da beni gururlandırıyor. Hoşuma gidiyor babamın yaptığı işi söylemek.
Öylesine aklıma geldi işte.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails